Heyette; Tarım Politikaları Başkanı Kadir Ulusoy, Genel Başkan Başdanışmanı İsmail Yücel, Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Taner Özeler, İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım ve İl Sekreteri Özgür Sungur yer aldı.
Ziyarette tarım ve gıda piyasalarındaki güncel gelişmeler, üretim maliyetleri, destekleme bütçesi, finansmana erişim ve gıda arz güvenliği konuları ele alındı.
“Tarımsal Destek Payı Kanunun Gerektirdiğinin Altında Kaldı”
Dr. Erhan Usta, Tarım Kanunu’nun 21. maddesinde açıkça yer alan “Tarımsal destekler gayrisafi millî hasılanın en az %1’i olmalıdır” hükmüne rağmen, hükümetin bu zorunluluğa yıllardır uymadığını vurguladı:
“Kanun diyor ki tarıma ayrılacak pay, milli gelirin yüzde birinden az olamaz. Bugün bu oran sadece %0,22. Yani çiftçiye verilmesi gereken desteğin beşte biri kadar kaynak ayrılıyor. Bu, açık bir kanun ihlalidir.”
Usta, 2007’de tarımsal amaçlı transferlerin milli gelire oranı %0,63 iken 2025’te %0,22’ye düştüğünü belirterek,
“Son yirmi yılda çiftçiye verilen desteğin üçte ikisi buharlaştı. Tarım Kanunu rafta duruyor, çiftçi tarlada unutuluyor.” dedi.
“Destek Kalemleri Artıyor Görünüyor Ama Gerçek Değer Eriyor”
Usta, Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 2025 yılı tarımsal destek bütçesinin nominal artış göstermesine rağmen, reel anlamda eridiğini söyledi:
“Kâğıt üzerinde artış var ama çiftçinin eline geçen reel destek azalıyor. Mazot, gübre ve tohum fiyatları katlanırken destek miktarları enflasyon karşısında eriyor. Bu sürdürülebilir bir politika değil.”
Usta ayrıca, havza bazlı ürün planlaması yapılmadığı için hem üretici hem de tüketicinin zarar gördüğünü belirterek,
“Bir bölgede arz fazlası, diğerinde ürün açığı var. Planlama yapılmadan destek veriliyor, sistem bütünüyle verimsiz hale geliyor.” ifadelerini kullandı.
“Tarımda Destek Değil, Gerçek Bir Sistem Gerekli”
Usta, ziyaretin sonunda yaptığı açıklamada tarımın Türkiye için stratejik bir sektör olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Tarım artık bir sosyal yardım alanı gibi görülüyor. Oysa bu ülkenin geleceği tarımdadır. Üreticiyi desteklemek demek, gıda güvenliğini ve milli ekonomiyi desteklemek demektir. Türkiye’nin yeniden kendi kendine yeten bir ülke olması için, kanunlara uygun, planlı ve üretim odaklı bir tarım sistemi kurulmalıdır.”
